Zimbabve
Batı’nın sömürgeci geçmişi ile Afrikalılar arasındaki hesaplaşmanın en canlı hissedildiği ülkelerin başında Zimbabve gelmektedir. 1895 yılında başlayan İngiliz işgali döneminde adı Güney Rodezya olan ülkede, Afrika’nın diğer coğrafyalarında olduğu gibi verimli tarım arazilerinin neredeyse tamamı Avrupa’dan getirilen beyazlara dağıtılmıştır. Yerli siyahilerin bu topraklarda karın tokluğuna işçilik yapmaya mahkûm edildiği sömürge dönemi, 1922 yılından itibaren ırk ayrımcılığı politikasını bir kademe daha yükselterek beyaz ve siyahların yaşam alanlarını tamamen ayırmıştır. Tıpkı Güney Afrika’daki gibi bir apartheid (ırk ayrımcısı) rejimi kurulan ülkede acımasız bir baskı dönemi yaşanmaya başlanmıştır.
Müslümanların bu ülkedeki tarihi çok eskilere dayanmasına rağmen, maddi imkânsızlıklar ve yasaklamalar nedeniyle ilk cami ancak 1927 yılında Harare’de yapılabilmiştir. Önceki yüzyıllarda yapılmış olan basit mimarideki cami ve medreselerin hiçbiri günümüze kadar gelememiştir. Zimbabve’deki Müslüman azınlıkla Güney Afrika’daki Müslümanlar arasında güçlü bir iletişim vardır. Bu sayede Zimbabve’deki birçok okul ve cami projesine bu ülkeden destek gelmektedir. Yine Zimbabve’den kimi karizmatik Müslüman kanaat önderlerinin çalışmaları, buraya olan ilgiyi arttırmıştır.
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik darboğaz, tüm halk kesimleriyle birlikte Müslüman azınlığın da en önemli sorunlarından biridir. Ülkede siyahi Müslümanlar ile Asya kökenli Müslümanlar arasında ekonomik imkânlar yönünden ciddi bir fark bulunmaktadır. Toplum içindeki dayanışma girişimleri sayesinde eşitsizlik en aza indirilmeye çalışılmış olsa da kronik bir dengesizlik halen devam etmektedir.