Uganda
Uganda Müslümanları, yaşamış oldukları tarihsel süreç ve siyasal tecrübe itibarıyla Afrika’daki diğer Müslüman azınlıklarla mukayese edildiğinde en çalkantılı gruplardan birini oluşturmaktadır. İslam, ilk defa 1830 yılı gibi oldukça geç bir dönemde bu topraklara gelmiştir. Bunun en önemli sebeplerinin başında, coğrafi koşullar bakımından bölgeye ulaşımın çok güç olması gelmektedir. Dağlık ve yoğun bitki örtüsüyle kaplı olan bölgede, geçmişte önemli oranda bir nüfusun olmaması da bu bölgeye ulaşım konusunda caydırıcı olmuştur.
Uganda’daki Müslümanların nüfusa oranı konusunda bugün çok farklı rakamlar zikredilmektedir. Bağımsız kaynaklar ülke nüfusunun yaklaşık %25’inin Müslüman olduğunu belirtirken kimi istatistikler bu rakamları düşük göstermeye çalışmaktadır. Ancak İslam kültürünün bu bölgeye Hristiyanlıktan çok önce gelmiş olması, tarihsel olarak Batılıların iddialarını çürütmektedir. Nüfusun büyük bölümü (%70) son yüzyıl içinde Hristiyanlaştırılmış yerlilerden oluşmaktadır. Ülkede çok küçük oranlarda diğer inanışlar da bulunmaktadır. Müslümanların bölgeden sürülmeye başlandığı 1880’lerde Hristiyanlar ve Müslümanlar dâhil toplumun bir bölümüne yönelik baskıları, kendisine beslenen umutları zamanla zayıflatmıştır. 1979 yılındaki darbeden sonra iktidardan uzaklaştırıldığında, yeni yönetim, İdi Amin’e destek verdikleri gerekçesiyle bazı Müslüman grupları hedef alan intikam saldırılarına girişmiştir. Kampala, Bombo, Batı Nil ve Batı Uganda bölgelerinde Müslümanlara yönelik acımasız katliamlar yapılmıştır. Bu dönemde binlerce kişi çevre ülkelere kaçmak zorunda kalmıştır. lümanlar arasında ciddi çatışmalar yaşanmış, bu olaylarda çok sayıda insan hayatını kaybetmiştir. Müslümanların yenilgisi sonrasında gelen kitlesel göçler, bir süre sonra olumlu sonuçlar veren bir sürece dönüşmüş ve bu göçler sayesinde İslam Uganda’nın birçok bölgesine yayılmıştır.